TRABZONSPOR HABERLERİ – Enis Bardhi: Messi’den daha iyiydim

Trabzonspor’un yıldız oyuncusu Enis Bardhi kulüp mecmuasına açıklamalarda bulundu.

İŞTE BARDHI’NİN CEVAPLARI;

TAKIMA KATILDIĞIN DEVİRDEN BUGÜNE UZANAN SÜRECİ KIYMETLENDİRİR MİSİN? PLANLADIKLARINLA KARŞILAŞTIKLARIN ORTASINDA FARK OLDU MU?

Öncelikle Trabzonspor’daki her şeyin bir kesimi olmaktan ötürü müteşekkirim. Zira burası çok büyük bir kulüp. Buraya geldiğimde, bu ligin şampiyonu olmuş bir gruba geldiğimi her istikametiyle hissettim. Bu beşerlerle çalışmaya devam ederek kıymetli işler başarmak istedim. Lakin geçen yıl işler istediğimiz üzere gitmedi, herkes ismine güçlü geçti. Ayrıyeten kendi adıma zorlayıcıydı. Zira ben şöyle bir beşerim; şayet katkı veremediysem, kazansak da kaybetsek de âlâ oynasak da makus oynasak da kendimi üzgün ve makus hissediyorum. Geçen yıl haftalar geçtikçe hüznüm daha da artıyordu. Bu ne kulüple ne de bireylerle ilgiliydi, kederimin sebebi kendi adıma yardım edemiyor ya da gruba katkı veremiyor olmaktı. Vakit geçtikçe daha uyguna gitmeye, başımı daha rahatlatmaya ve akışına bırakmayı öğrendim. Sonrasında da adım adım en yeterli yapabildiğim halde oynamaya başladım. Çok da âlâ hissetmeye başlamıştım ve kendime şu kelamı söylemiştim; ne olursa olsun daima memnun olacağım. Zira yaklaşık bir yıl üzere uzunca bir süreç boyunca güzel hissetmemiştim. Bu yıl daha uygun başladık diye düşünüyorum, umuyorum işler istediğimiz üzere masraf. Bir planımız var ve önümüzde yapmamız gereken değerli işlerimiz var. Ve dönem sonunda da bunları başardığımızı görmeyi çok isterim.

ÇOK SAYIDA LİSAN BİLİYORSUN, SENİ BU ALANA ÇEKEN ŞEY NEYDİ? BU SANA NE ÜZERE BİR AVANTAJ SAĞLIYOR.

Öncelikle, teknik yöneticilerle bağlantısı kolaylaştırıyor. Örneğin İspanya’da kimse İngilizce konuşmuyor. Oraya birinci gittiğimde hiçbir şey anlamıyordum. Ancak gittikten 2-3 ay sonra antrenörümüz ile konuşabiliyor ve onu anlayabiliyor hale gelmiştim. Öncelikli getirdiği avantaj bu. Sonrasında da oradaki İngilizce bilmeyen arkadaşlarınızla irtibatı kolaylaştırıyor. Burada da aslında durum bu türlü ancak tahminen Türkçe konusunda durum biraz daha farklı zira birçok oyuncu İngilizce konuşabiliyor. Münasebetiyle evet onunla konuşamıyorum, kesin lisanını öğrenmeliyim dediğimiz oyuncu yok. Birebir vakitte Edin Vişça, Benkovic, Orsic üzere oyuncu arkadaşlarımızla da kendi ortamızda rahatça irtibat kurabiliyoruz. Bu yüzden de tahminen Türkçe öğrenmek daha sıkıntı olabiliyor. Lakin Türkçeyi katiyetle öğreneceğim.

İSPANYA’DA OYNADIĞIN DEVİRDE MESSİ’DEN SONRA EN FAZLA FRİKİK GOLÜ ATAN OYUNCU İDİN. ÜSTELİK RONALDO ÜZERE İSİMLER VARKEN. O DEVRİ BİRAZ ANLATIR MISIN?

Ondan daha güzel olduğum vakitler da oldu (gülüyor). Zira ben 25 faul atışında 7, o ise 52 faul atışında 8 gol atmıştı. Yüzdeye bakınca ben daha uygundum. Biraz da gerçeğin olduğu bir latife diyelim (gülüyor). Bu çeşitten karşılaştırmaları yaptıklarında kendimi nitekim çok yeterli hissediyorum. Gelmiş geçmiş en yeterli oyunculardan birisiyle bir karşılaştırmaya sokulmak bile natürel ki düzgün hissettiriyor. Kendimi çok uygun ve gururlu hissediyorum. Her gün daha fazla çalışma ve ona yaklaşabilme hırsını veriyor bu durum. Ve şimdi 22 yaşındayken ve bir dönemde 7 frikik golü attığında olağan ki ister istemez biraz havalı bir duruş da oluyor (gülüyor). Zira gençsin ve nasıl davranman gerektiğini bilmiyorsun. Lakin şu an hayatımda en sakin olduğum, en âlâ süreci yaşadığım bir dönemdeyim. Geçmişe dönüp baktığımda yaptıklarımdan gurur duyuyorum diyebiliyorum.

KUZEY MAKEDONYA, İSPANYA, MACARİSTAN, DANİMARKA, İSVEÇ VE TÜRKİYE. BU FUTBOL SEYAHATİNDE NE ÜZERE FARKLILIKLAR YAŞADIN?

İsveç’e gittiğimde çok gençtim. Oranın insanların bende yarattığı birinci izlenim çok soğuk olduklarıydı. Çok fazla konuşmaz ve sen kültürlerinin içine girene ve dahil olana kadar seni çok kolay kabul etmez bir manzara içindelerdi. Bu olağan, beşerler seni tanımıyor ve onlarla bir mühlet geçirene kadar seni çabucak kabul etmeyebilirler. Sonrasında Macaristan’da da birebiri olmuştu. Beşerler hiç yaklaşmıyordu. Fakat ben daha kabul edici, konuşan, espriler yapan biri olduğum için, orada çok düzgün bir hayatım olmuştu. İspanya’da ise durum külliyen farklıydı. Beşerler seni çabucak kabul eder, ortalarına çağırır, cana yakındır. Burnu havada olmayan biri olduğunu yahut egoist biri olmadığını gördüklerinde, seni güya onlardan biriymişsin üzere içlerine kabul ederler. Burada da tam olarak birebiri oldu. Bu türlü olacağını düşünmemiştim açıkçası. Kulüpte çok farklı kültürler var zira çok fazla ülkeden oyuncu var. Birçok da burada uzun yıllar geçirmiş, kendi ülkesinden öteki bir yerde futbol oynamanın nasıl olduğunu bilen oyuncular. Burada beşerler hakikaten kusursuz. Bizlerle ilgilenenler, kadro arkadaşlarımız, hocalarımız, herkes olağanüstü. Ben de sahiden kendimi çok güzel hissediyorum.

HAYATINIZDA ZORLANDIĞIN VE PES ETMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜN ANLARI YAŞADIN MI?

Bunu kimseye söylememiştim, söylemek de natürel ki güç lakin; insanların da bunu bilmesini istiyorum. Geçen yıl benim adıma çok şiddetli geçti. Güya üzerimde bir tartı varmış ve bu yükü kaldıramıyormuş, taşıyamıyormuş üzereydim. Bu yükten kurtulmanın tek yolu da buradan ayrılmakmış üzere gözüküyordu. Lakin o günlerin sonrasında bir sabah uyanıp dedim ki; ‘Böyle ayrılamam. Bu halde gitmek istemiyorum. Ben bir şey başarmak ve burada kalmak zorundayım.’ Ve bunun üstesinden gelmeyi başardım sonunda. Onun dışında natürel ki daha evvelce, gençken yaşadığım zorluklar, dizimden geçirdiğim operasyon vardı. Korktuğum anlar da olmuştu. Yani yaşadığım çok an var aslında. Fakat asla ve asla ‘pes edeceğim’ demedim. Ben o kadar kolay pes etmem.

FUTBOLDA DENEYİMLİ SAYILACAK YAŞTASIN. BUNA KARŞIN GELİŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞIN BİR TARAFIN VAR MI?

Ben daima bunu söylüyorum: Ben hayatım boyunca öğrenmeye devam edeceğim. Futbolda yahut olağan hayatta, nerede olursa olsun gelişmeye devam edeceğim. Örneğin futbolda; fizik açıdan, savunma açısından ve birçok istikametten daha yeterli olmam gereken birçok şey var. Hayatta da öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenmek istiyorum, daha uygun hale gelmek istiyorum, daha âlâ bir insan olmak, daha düzgün bir oyuncu olmak istiyorum. Ailem için daha âlâ olmak, ailemi benle daha çok gurur duyar hale getirmek istiyorum. Bunun için de her gün çalışıyorum. Ve tabi ki de herkes de bunu yapmak istiyor.

LAKABIN VAR MI?

Fiziki benzerlikten kaynaklanan takma ismim yok fakat bana ‘Keskin Nişancı’ diyenler çok oluyor. Bilhassa duran top kullanırken yaptığım vuruşlarım ve isabet yüzdem nedeniyle bana bu halde sesleniyorlardı daima.

Kendinizi tanımlayarak, en çok hangi özelliğiniz kulüplere yahut teknik heyete cazip geliyor?

Artık 29 yaşında olduğum için daha deneyimliyim, orta alanda o sakinliği gösterebiliyorum, final pasını verebiliyorum, teğe bir durumlara girebiliyorum, güzel şut atabiliyorum, bilhassa de duran toplarda. Kendimden bahsetmeyi, âlâ yönlerimden bahsetmeyi nitekim hiç sevmiyorum. Ancak sanıyorum bu saydığım taraflarım, kulüplerin bana olan ilgisini sağlıyor diyebilirim.

FUTBOLA BAŞLADIĞIN PERİYOTTA İDOLLERİN VAR MIYDI? ŞU ANDA BEĞENDİĞİN İSİMLER VAR MI?

Çocukken Manchester United’ı çok severdim ve idolüm de C. Ronaldo’ydu. Real Madrid’e gittiğinde ise artık onu sevmemeye başlamıştım! Sonrasında ise Messi. Ben futbolu çok seviyorum, izlemeyi de çok seviyorum, lakin bu türlü kimseyle değişmem dediğim bir idolüm yok. Bütün gücümle savunurum dediğim bir idolüm yok lakin Messi Messi’dir!

Asla affetmeyeceğin şey nedir? Bir maçta rakiplerin hangi davranışını kabul edilemez olarak değerlendirirsin?

Ben bu türlü biri değilim, asla bunu söylemem. Daima dediğim bir şey var; Allah bile affederken, biz kimiz ki affetmeyeceğiz! Herkes yanılgı yapıyor, ben de yanlışlar yapıyorum. Her gün her dakika yanılgı yapabiliyoruz. Şayet affedersen sen kendini daha büyük hale getirirsin, karşındakini değil. O yüzden ne saha içi ne saha dışında kimseyi yargılamam.

UNUTAMADIĞIN MAÇ VE UNUTAMADIĞIN GOL HANGİLERİ?

Levante’de forma giyerken oynadığımız Barcelona maçı. 5-3 kazanmıştık ve 2 gol atmıştım. Girona ile oynadığımız ligden düşme yahut kalma manası taşıyan maçı da unutamam. 2-1 kazandık ve 87. dakikada galibiyet golünü atmıştım. Alanda ağlamıştım.

Eğer uzman olsaydı, futbolda değiştirmek yahut yeni uygulamak istediğin bir kural olur muydu? (Maç mühletleri, devre sayısını artırmak, vs gibi)

Ben futbolda bir kuralı değiştirmezdim. Sırf VAR’ın varlığı beni memnun ediyor. Zira gerekli çizgiler çekiliyor, penaltı olup olmadığına bakılıyor. Ancak vakit geçtikçe de oyunun olağanlaşmasına çok müsaade verilmiyor üzere geliyor. Olduğu üzere bırakmak lazım, futbol beşerler için oynanıyor. Futbol tadını çıkarmak için oynanıyor. Trabzon’da da olduğu üzere; insanların bir futbol maçını izlemek istemesinin keyifli olduğunu, bunun keyif verdiğini düşünüyorum.

BİR FUTBOLCUYU EN ÇOK NE MOTİVE EDER YAHUT BASKI ALTINA ALIR? BUNLARI AŞMAK İÇİN ŞAHSÎ GELİŞİM MANASINDA BİR PROGRAM UYGULUYOR YA DA YARDIM ALIYOR MUSUN?

Baskı varsa bu benim hoşuma masraf. Maça daha âlâ bir giriş yaparsın, daha süratli olursun. Maçta daha fazla tepki gösterirsin. Bu bana âlâ geliyor. Bu öbür insanlara uygun gelmeyebilir, performans düşüklüğüne sebep olabilir. Psikolog konusuna gelecek olursak, ben herkesin bir psikolog ile görüşmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu çabucak tahlil bulacak bir doktor gibi görmeyip, onu içinizi açtığınız, futbol tarafından mevzuları anlattığınız bir kişi olarak görmek gerek. Levante’de oynarken kulüpte bir psikoloğumuz vardı, burada da o denli ve bunun yararı var. Herkes kendi performansını üst seviyeye çıkarabilmek için psikoloğa istişareli.

SAHA İÇİNDE VE DIŞINDAKİ ENİS BARDHİ ORTASINDA ÇOK FARK VAR MI? ANİ SONLANMA, SAKİNLİK VB. ÜZERE?

Ben her vakit hem saha içinde hem saha dışında yeterli bir örnek olmaya çalışıyorum. Kendim için, ailem için, aldığım eğitim için bir örnek olmaya çalışıyorum. Fakat bazen alana girince kendimi kaybettiğim anlar da oluyor. Zira kazanmak, bir iş başarmak istiyorum. Çok motive olduğum anlarda, tahminen beşerler ya da rakipler berbat biri olduğumu bile düşünebilir. Lakin asla berbat kelamlar söylemem, tahminen sert bir oyun gibisi bir halim olabilir. Saha içi ve dışındaki benler ortasındaki fark da bu kadardır diye düşünüyorum.

TRABZON KENTİ İLE İLGİLİ İZLENİMLERİN NE? FUTBOL DIŞINDAKİ VAKİTLERİNDE NELER YAPMAKTAN HOŞLANIRSIN?

Birçok kere anne-babam ve kız arkadaşımla dışarı çıkıyoruz. Kıyıda çok hoş yerler var ve yürüyüşe çıkıyoruz. Yemekler hoşuma gidiyor. Bilhassa balık yemeyi seviyorum. Akşam yemeğine gidiyoruz. Daha uzun bir tatilimiz olduğunda Uzungöl’e de gidiyoruz. Dağları görmeyi seviyorum.